6 Kasım 2012 Salı

Bebeğim, Oğlum Hoşgeldin...

23 Ekim 2012, 14.30

Oğlumu gördüğüm an... Doktorlar hemşireler arasından, yeşil kıyafetler ardında, soğuk duvarlı beyaz ışıklı bir ameliyathanede, alev alev yüreğim ve pembe oğlum... Ağladın hıçkırarak oğlum, çenen titredi, ağladım, baban ağladı, biz ağladık tam 3 kişi... Göğsüme koydular seni, güzelliğine inanamadım...

Hoşgeldin dünyama oğlum, şimdi gülecek, yiyecek, yürüyecek, koşacak, uçacaksın, kocaman bir ömrü kendin için en iyi biçimde yaşayacaksın...



18 Eylül 2012 Salı

Doğum çantası...



Doğum vakti gelince hastaneye gidilecek, hem de nasıl gidilecek, akıl baştan uçmuş, belki çığlıklar içinde... e öyle eli kolu sallaya sallaya kapı komşusuna geçer gibi olmaz: Orada belki bir belki iki gece kalınacak, ziyaretçiler olacak, yorulunacak, terlenecek, perperişan düşülecek ve ailenin yeni üyesi dünyamıza grand tuvalet değil anadan üryan gelecek.

Hal böyle olunca önce sırt çantası, sonra küçük valiz formatından,  hem çanta hem valiz formatına varan bir hazırlığa başladım.

Sonunda bitti, eksikleri tamamladım ve çantamı 35. hafta itibari ile kapının arkasına koydum.

Çanta hazırlığından önce:
  • Doğum yapacağınız hastaneyi ziyaret edin, odanızı görün, ilgili bir ebe ya da hemşire ile konuşarak hastanenin size sağladıkları ve sağlamadıkları, sizden getirmenizi istedikleri ile ilgili bilgi edinin. Ebenin tavsiyelerine kulak kabartın.
  • Kendinizi en iyi siz tanırsınız, gündelik alışkanlıklarınıza göre hastanede ihtiyacınız olabilecek şeyleri ön görmeye çalışın. 
  • Listeye giren tüm bebek kıyafetlerini ve kendinizinkileri yeni bile olsalar mutlaka yıkayın ütüleyin.
  • Aşağıdaki liste kendi listemdir, elzem şeyler dışındakileri ön bilgi olarak alın, kendi çantanızı kendi hastanenize, doğum şeklinize, kişisel ihtiyaçlarınıza ve alışkanlıklarınıza göre çıkarabilirsiniz.

Doğum çantasına girenler:


Patik Kütüphanesi: Annelere Kitaplar 2


Eyyy patik örenler ve çoktan patikliler duyduk duymadık demeyin:  yeni bir kitap dizisi keşfettim,  çok beğendim, hemen tavsiye edeyim.  Son derece detaylı herkesin işine yarayabilecek bilgileri barındıran ve merak edilen sorular üzerinden açıklayıcı cevaplar ile bilgilendirici kitap serisi Epsilon yayınlarından çıkmış.

Tek tek inceleyelim:

30 Ağustos 2012 Perşembe

Bebek Arabası Alırken...



Bebek beklerken en zor karar verdiğimiz ve en uzun süre araştırdığımız şey bebek arabasıydı.  Hem uzun süre kullanılacak olması, hem fiyatlarının azımsanmayacak limitlere çıkması üstüne beklentilerimiz ve piyasadaki çeşitlilik eklenince  almadan önce iyi bir araştırma da şart oldu.

Bebek arabası alırken dikkat edilmesi gerekenler:

Dünya, Bebeklerine Ne Yediriyor?



Bebek dediğin iki avuç bir minik insan, ne yer ne içer?
"Aman kızım bir çay kaşığı bilmem ne kökü içir susar", (ama bebek bu, mesele susturmak değil ki, neden ağlıyor onu bulmak) "emziğini bala batırıver ki kolay alsın" (bal, bir bebek için masum bir yiyecek değil ki) , "her yemekten ağzına bir tutam koy ki alışsın" (alışmasın varsın, onun minik bünyesine gereken birşeylere alıştırma baskısı değil ki), bu büyüklerden gelen eski bilgilerle yola çıkmak biraz araştırdığımızda görüyoruz ki büyük hata.... Bizim oturup dünyayı yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yok koskoca sağlık örgütleri bilim adamlarına sormuş, oturmuş, üşenmemiş bebek ne yer ne içer'in anayasasını yazmışlar...

Buyrun sadede:

29 Ağustos 2012 Çarşamba

HANGİ BEŞİK?



Doğuma bir-bir buçuk ay kala tek eksiğimiz beşik idi ve bu ufacık mobilya bir sorun olarak bizi epey oyaladı. Efe'nin odası hazır, o odada bir karyolası zaten var. Ancak tüm deneyimli anneler yenidoğan bebeğin, en az 3 ay annesinin odasında hatta mümkünse yatağının yanında kalması gerektiğini söylediğinde, beşik de elzem ihtiyaç oldu. Yatağın yanında duracak bir beşik öncelikle anne için rahatlık, gece boyu sık sık uyanan, sürekli emen bir bebekle ilgilenmek için en pratik ve kolay yöntem, gözünü boğulmalara karşı her an üstünde tutmak için de gerekli. Ancak piyasadaki kıt seçenekler ve yüksek beşik fiyatları, kafamızı epey karıştırdı. Haftalarca araştırıp, düşünüp, gezip, sorduktan sonra ihtiyaçlarımıza  cevap veren bir sonuca varabildik. Bu arada da piyasada satılan her türlü beşik, sepet, park yatak hakkında da bilgi sahibi olduk.

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Hamilelik Modası 1


Dolabı açıp bakıyoruz,  belden oturuk elbiseler, daracık pantalonlar, ah yaza giyerim diye aldığınız bluzler, hiç giyilmemiş topuklu ayakkabılar. Hah haayyt unutun bunları cicim, seneye de allah kerim....  Bundan böyle kasap Abbas Efendi'yi aratmayacak koca bir göbeğiniz var,  içinize çekmek yerine salabilir, kaşıya kaşıya salınabilir ve hayatınızda belki de ilk kez göbekli ve biraz da dombili olmaktan hiiiiiç rahatsız olmadan gerine gerine volta atabilirsiniz. Modern şehir kadınının başına hayatında en fazla 2, bilemedin 3 kere gelebilecek bu özel ayrıcalığın da tadını çıkarabilirsiniz.

Tadını çıkaralım da anadan üryan mı gezelim, yoksa vitrinlerde insanı kendinden geçiren moda bize gel gel yaparken, gidip hamile kıyafeti diye dünya pahasına satılan tombik anneannemizin yaşlı desenli, modası geçmiş modelli bluzlarına benzer bol kıyafetler mi giyelim? Hah! zurnanın zırt dediği tam da bu yerde söyleyecek 2-3 çift lafım olması sebebiyle başladım bu yazıya. Özellikle genç ya da ruhu genç olan,  giyimine kuşamına özen göstermeye çalışan ve hamile kalınca girdiği gebe mağazalarından hüzünlenerek çıkan hanımlara tavsiyelerim olacak.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

vallahi çatlarım!

Ya gerçekten çatlarsam? Hamile olup da "şimdi çatlayacağım ayh!" demeyen mi var? Çatlak patlak demeyin her şeyin estetik çaresi, geri dönüşü var da bu meretin henüz tıbbı bir çözümü yok. Bunu bilen ben ilk ne yaptım? Gebelik testi pozitif çıkar çıkmaz  civardaki en büyük en kozmik eczaneye koştup "çabuk bana çatlak kremi verin" diye haykırdım. Sonra önüme gelen eşe dosta "sen çatladın mı, ya sen, peki ya sen, sen, sen?" soruları ile saldırıya başladım. Sabırsızdım, kimse somut bir yanıt veremiyordu, herkes başka bir marka ya da yöntem kullanmıştı, somut bir cevap bulamazsam gerçekten çatlayacaktım.

Kimi diyordu ki ne sürersen sür, bu genetiktir çatlayacağın varsa çatlarsın. Bu saldım çayıra mevlam kayıracı zihniyet güzellik söz konusu olduğunda bir kadın için olacak şey değildi. Hiçbir şey yapmadan beklemek benim gibi süslünün bünyesine ters düşerdi.

Bir kısım diyordu ki su iç yeter. Haklıydılar ama yetmezdi. Su içmeli bol bol, evet, cilt su ile beslenir lakin dışarıdan desteklenmezse normalde bile kuruyan cilt genleşmeye dayanamaz ki.
Bir de farklı marka ürün ve yağ önerileri vardı ki hepsini de denedim.

google bana çare bul!


Ne kadar da modern ne kadar da bilgi toplumuyuz, burnumuzda sivilce çıksa google'a koşup aman doktor derdime çare diyen bir nesil olduk.

Hele bebek yoldaysa, google'a sora sora kadın doğumcu bile oluruz.  Ne harika ki internette gebelik konusunda da hazırlanış binlerce site mevcut fakat ne kötü ki hangisi işimize yarar hangisi güvenilir bilmek anlamak da ayrı bir mesai. Bu noktada belirtmek isterim ki interneti sadece acil merak giderici ya da belki bu işin eğlenceli tarafı olarak kullanmak ve ne olursa olsun gebelik boyunca kendi doktorumuza güvenip, her türlü sorunu ve soruyu onunla paylaşmak ve cevaplarını internetteki her cevaptan üstün tutup güvenmek gerek, aman diyim dertsiz başa dert açmayın. Doktorunuza güvenmiyorsanız da çareyi internette aramak yerine en kısa zamanda başka bir doktor bulunuz.

Benim bu süreç boyunca biraz eğlence biraz kendime güven için araştırma yapmaya çok vaktim oldu, web seçeneklerini de okuya okuya epeyce azalttım.

Buyrunuz bence en anlaşılır ve açıklayıcı, ayrıca güvenilir gebelik siteleri:

3 Ağustos 2012 Cuma

Bebek beklerken alışveriş...


Hamile olduğunu öğrenir öğrenmez insanın gözü vitrinlerdeki mini mini cicilere takılır kalır, hazır hayatın bir döneminde hepsini alma fırsatı ele geçmişken bünye zor zaptedilir ya da çoğu kez edilemez. Deneyimsiz annelerce bu işe araştırmasız, bir mağaza kapısından dalarak başalamak ise tüketim çılgınlığına yeni bir çılgın eklemekten ve ocağa incir ağacı ekmekten başka bir şey değildir.

Ancak o ilk günlerde ne kadar araştırma yaptıysam da internette tam anlamı ile doyurucu bir bilgi bulamadığım gibi kitaplarda yer alan listelerde de bir dolu gereksiz ürün olduğunu gördüm. Anlayacağınız alışveriş zamanlaması ve tüyoları ile ilgili olarak söyleyeceğim naçizane bir kaç cümlem var:

31 Temmuz 2012 Salı

28 HAFTA SONRA...



28. Hafta:


5., 10. 20. hafta derken uzmanların 3. trimester dediği,  gebeliğin son ve söyleyenlere göre en zor -sanki diğerleri pek kolaydı- dönemi de geldi, doğuma da kaldı 2.5 ay.


Bu hafta oğluşum koca adam oldu artık, araştırmalarıma göre her bir şeyi de tamammış, kaşları bile varmış, artık yağlanıp semirme aşamasındaymış... Bir de kuduruk olmuş, karnımda topu nereden bulmuşsa, her akşam gol oynuyor. Kale de ben oluyorum. Baba da "huhuu! o neydi öyle" diyerek maçı seyrediyor. Tek desteğim, en güzel paylaşımım baba...


25 Temmuz 2012 Çarşamba

patik kütüphanesi: annelere kitaplar 1

Bebek yolda haberinin akabinde pek çok bilinçli anne evvela ne kıyafetçilere ne mobilyacıya koşar. Hatta son deneyimi ve bilgisi ortalama 30 sene öncesine dayanan annesinden bile önce ilk danışılan genellikle güncel kitaplardır.  Böylece çevreden gelecek yalan yanlış ve çoğu çöp bilgi bombardımanına karşı güvenilir ve sağlam koruma kalkanını örmüş olur. Ben de öyle öyle yaptım ancak evi gerekli gereksiz bir sürü kitapla doldurmak yerine, internet ve kitapçı raflarının önünde  uzun ve özenli bir çalışma ile en güvenilir ve içeriği en faydalı olduğuna karar verdiğim yayınları patikli evim için seçtim.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

bir insanı sevmekle başlar her şey...

Herkesin kendi patikli hikayesi nasıl başlar bilmem ama hak verirsiniz ki en güzeli aşkla başlaması...

Ben şanslılardandım, bizim patikli günlerimiz  "bence" öyle başladı...  Bir insanla önce hayatını paylaşmaya sonra çocuğuna baba yapmaya cesaret etmek modern ve özgür insan için kolay iş değil...  Bana sorarsanız bir insana gösterilebilecek en büyük güven sembolü onunla  çocuk yapmaya karar vermenizdir. Yıllar sürecek keyifli fakat zorlu bir yolculuğa birlikte çıkmak, sırtını yaslamak, destek olmak, destek almak, korunacağına, koruyacağına emin olmak, vazgeçme lüksünü kısmak... Bir tek şey için bu kez birlikte pervane olmak, yanılacaksa birlikte yanmak, uçulacaksa birlikte uçmak için en güzel bahaneyi bulmak...

12 Temmuz 2012 Perşembe

bir bebek hikayesinin başlangıcı...


hiç giyilmemiş patikler yıkanıp balkona asıldı, kururlarken güneşle, her biri ısıtacakları minik ayakları düşlemekte...