23 Temmuz 2012 Pazartesi

bir insanı sevmekle başlar her şey...

Herkesin kendi patikli hikayesi nasıl başlar bilmem ama hak verirsiniz ki en güzeli aşkla başlaması...

Ben şanslılardandım, bizim patikli günlerimiz  "bence" öyle başladı...  Bir insanla önce hayatını paylaşmaya sonra çocuğuna baba yapmaya cesaret etmek modern ve özgür insan için kolay iş değil...  Bana sorarsanız bir insana gösterilebilecek en büyük güven sembolü onunla  çocuk yapmaya karar vermenizdir. Yıllar sürecek keyifli fakat zorlu bir yolculuğa birlikte çıkmak, sırtını yaslamak, destek olmak, destek almak, korunacağına, koruyacağına emin olmak, vazgeçme lüksünü kısmak... Bir tek şey için bu kez birlikte pervane olmak, yanılacaksa birlikte yanmak, uçulacaksa birlikte uçmak için en güzel bahaneyi bulmak...

Her hikaye evlilikle başlamasa da bizimki öyle oldu. Evlenmemizin üzerinden çok geçmeden sevdiğim adam çocuk istediğini net biçimde belli etmişti, daha bu çok yeni ve yabancı hayatıma henüz alışmadan yine yeni bu kez belki daha çok bilinmeyenli, daha zorlu  bir dünyaya geçmek fikri beni korkutmuş, zamanı var diyerek başta ertelemiştim...  Kısa süre sonra zamanın yittiği, yaşın geçtiği fikrine  nasıl olsa kimsenin öyle hemen çocuk sahibi de olamadığını da ekleyip ben de kararımı verdim. Doğrusu neydi ne değildi, beklenip evlilik demlendirilmeli miydi, çok da umursamıyorum ama bu kadar severken güvenimi -kendimden daha çok ona olan güveni- toparlayıp korkularımdan da sıyrılıp korunmayı bırakıverdiğim zamanı iyi hatırlıyorum. Ben 33, o 39'du zaman geri gelmeyecekti. Sevgi ve aşk olduğu müddetçe nasıl olsa bütün meseleler halledilecekti.


Nasıl olsa hemen çocuk sahibi olunmuyor derken, bizim ne kadar şanslı ve de hızlı bir çift olduğumuzu atlamıştım. Daha 2 ay geçti geçmedi...

Henüz hepi topu 3 gün gecikmiştim ama insanın içine doğuyor herhalde ki iç güdüsel olarak neredeyse emindim... O akşam iş dönüşü şans eseri nöbetçi kalmış eczaneyi görünce olur olmaz bir yere arabayı park etmeyip adeta atarak ve bilmiyorum belki de koşarak içeri girdim. "Bir predictor alacaktım" derken nedense çok utanıp alyansımı özellikle görünür tuttum. Halbuki ped istemeye bile çok önceden alışmıştım. Eve gelince tabiki hiç oyalanmadan testi yaptım, fakat o da ne bekleme süresi dolmadan kapı çaldı, "haydaaa basılmanın zamanı mıydı?". Zaten burnum sızlasa "hamilesin" diye teşhis koyan kocaya şüphemi söyleyip gereksiz heyecan yaratmak da isteyeceğim en son şeydi, panikle testi, kutusunu, kağıdını salladım bir çekmeceye... Açtım kapıyı, ehehe gecikmeye ne bahane uydurdum şimdi hatırlamıyorum, ama zaman geçti aradan. Gittim çekmeceye baktım, iki çizgi... Çizgi mi, aaa gerçekten orada duran silik pembe bir çizgiydi. Evin en miniğinin varlığını gösteren küçücük minicik tıpkı onun gibi yumuşacık flu bir çizgicik. Sevindim, heyecanlandım, korktum, telaşlandım, sonra bir posta da eşimin sevineceğine sevindim... Yine de her nedense yanına elimde testle gidip söylerken zorlandım, yine korktum, saçma bir biçimde sanırım çekindim, ya da ne oldum bilmiyorum ama "hayatım gebelik testi yaptım ve galiba hamileyim" dedim. "Galiba" demiştim, tabi canım, ya test yanlışsa? Zaten o da öyle düşünmüş olmalı ki havalara uçmadı pek kontrollü biçimde "tamam kan testi yaptıralım yarın" dedi. Ertesi gün müydü bilmiyorum ama sağlık ocağına kan verip işe gittim. Testin çıkacağı gün de işe gitmedim, ayol böyle haber işte beklenir miydi? Sonra eşimden bir telefon, işte şimdi havalara uçuyordu, %100 hamilesin derken ikimizde havalara uçuyorduk, şapsal sırıtmalarımız yüzümüze yayılmış ve saatlerce geçmemişti... Benim için sevinç ikiydi,  onun sesini bu kadar mutlu duymak en az haber kadar keyifliydi.  Her ne olursa olsun,  hiç birşey ona olan aşkımın önüne geçemiyordu, ne güzel mutlu oluyordu, mutluluk ona ne çok yakışıyordu. Bu kadar sevdiğim adamdan çocuk yapmak ne güzeldi...

Demem  o ki her patikli hikayenin tadı başkadır elbet, buradaki benim patikli hikayem ve o aşkla başladı.

"Dünyayı güzellik kurtaracak,
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey..."

S.F. Abasıyanık
Z. Livaneli


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder